Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Sözlerimin hemen başında Ramazan-ı Şerifin hepimiz için hayırlı mübarek olmasını Rabbim ’den niyaz ediyorum. Bu ayda tuttuğunuz oruçların yaptığınız ibadetlerin kabul olmasını diliyor, hepinizin huzur ve afiyet içinde daha nice ramazanlara kavuşmasını temenni ediyorum.
Şehit yakınları ve gazilerimizin milletimizin kalbindeki yerleri zaten her türlü takdirin ve övgünün kat be kat üzerindedir. Vatanımız uğrunda hayatlarını feda eden her şehidimiz Türkiye'nin yolunu aydınlatan birer meşaledir.
Aziz şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Tüm şehitlerimizin mekanları cennet olsun.
Allah bizi onların şehadetine ve şefaatine nail etsin diyor. Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden bu uğurda bedel ödeyen gazilerimize aynı şekilde minnettarlığımızı ifade ediyorum. Kahraman gazilerimize de Rabbim'den uzun ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum.
Rabbimiz hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler, ancak siz bunu bilemezsiniz" buyuruyor. Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz.
Şehitlerimizin müazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır. Şu hakikati bugün bir kez daha açıkça söylemek isterim. Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrağımız gururla dalgalanıyorsa, ezanlarımız her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, kendi ülkemizde özgürce ve onurluca yaşayabiliyorsak, bunun arkasında şehitlerimizin fedakarlığı, gazilerimizin de cesareti vardır.
Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah'ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın, millet olarak ezeli ve ebedi vatanımızda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham, cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Çanakkale destanını kanlarıyla yazan kahramanlarımızın her birini, özellikle şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt'ten Niğbolu'ya, Mohaç'tan Preveze'ye, İstanbul'un fethinden Kut'ül Amare'ye, İstiklal Harbi'nden Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar nice çetin savaşlar verdik. Çanakkale savaşları maziden atiye uzanan istiklal mücadelemizde milletimizin topyekün kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahiptir.
"İtilaf kuvvetleri ellerini, kollarını sallayarak Çanakkale'den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Çörçil'in şöyle söylediği rivayet edilir, "Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları" Evet, büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale'yi ne yaparlarsa geçemediler.
Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak tarihin gördüğü en kalabalık Haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar. Yenilmez Armada dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar.
Şair ne diyor? Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdad iner de öpse o pak alnı der. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlıydı. Yanlış hesap Çanakkale'den dönmüş, işgal ruhu hüsrana uğramıştı. Çanakkale'de bir kez daha görülmüştür ki, ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine galip gelemez.
Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir. Sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş'un 67 eriyle 3 bin kişi karşısında yazdığı destan, yarbay Mustafa Kemal'in kumandasındaki 19. tümen, 57. alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destan işte böyle bir destandır.
Rumeli Mecidiye tabyasından Havranlı Seyit Onbaşı'nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi Ocean'ı batırması işte böyle bir destandır. Çanakkale savaşları daha bunun gibi nice destana, nice fedakarlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale Zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır.
Çanakkale zaferinin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır. Çanakkale bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Suriye'den Gazze'ye gönül coğrafyamızın dört bir yanında şehitlerin koyun koyuna yattığı müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizim aramıza kandan ve gözyaşından duvarlar öremeyecektir.
Çanakkale şehitlerin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacağız. Saldırılar karşısında geri adım atmayacağız. Tehdit ve şantajlara boyun eğmeyeceğiz. Emperyalistlerin oyunlarına uyanık olacağız. El ele gönül gönüle omuz omuza vererek barış, kalkınma ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı'nı inşallah beraber inşa edeceğiz.
Rabbim yolunuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Çanakkale zaferimizin 110. seneyi devriyesinin ülkemize, milletimize tüm kardeş coğrafyamıza mübarek olmasını temenni ediyorum. Tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum."
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 haberebakhabere.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.