Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-03-05 12:45:00

Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumunda olduklarını söyledi.

Özilhan, Tekfen Tower'da düzenlenen, ''Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi''raporu tanıtım toplantısındaki konuşmada, son haftalarda hem ülkenin hem de dünyanın farklı yerlerinden üzücü haberlerle sarsıldıklarını söyledi.

Doğal felaketler, salgın hastalık tehditleri derken en son İdlib'te çok önemli kayıplar verildiğini aktaran Özilhan, ''Milletçe hepimizin başı sağ olsun. Bu olayların tekrarlanmaması, insanımızın böyle acılarla karşılaşmaması hepimizin ortak dileği. Toplum olarak birbirimize kenetlenmemiz, geleceğimize odaklanmamız, hem bugün hem de ileride elimizi kuvvetlendirecek her alanda çalışmalarımızı, yatırımlarımızı sürdürmemiz gerekiyor.'' dedi.

Özilhan, tarımı hem bugünün hem de geleceğin sektörü olarak gördüğünü her fırsatta vurguladığını belirterek, ''Gelecek nesillerimiz için kuşaklar boyunca bereketli topraklarımızın bize sunduğu miras olan tarım sektörünü geleceğe taşımakla yükümlüyüz. Tarım, insanlığın beslenmesinde, sanayi sektörüne hammadde sağlanmasında, kırsal kalkınmada, istihdam artışında ve dış ticarette döviz kazanımında önemli rol oynuyor. Dünya genelinde açlığın ve yoksulluğun sonlandırılması, gıda israfının azaltılması, çölleşme ve kuraklıkla mücadele, biyoçeşitliliğin korunması gibi karşı karşıya olduğumuz pek çok küresel sorunun ortak bir noktası olarak da stratejik öneme sahip.'' diye konuştu.

- En büyük sıkıntıyı üretici yaşamaktadır
 
Tarım sektörünün, dünya nüfusunun dörtte birinden fazlasını istihdam ederken, günde 7 milyar dolarlık bir üretim değeri oluşturduğunu anlatan Özilhan, şunları söyledi:

''2030 yılında dünya nüfusunun 8,5 milyara, Türkiye nüfusunun da 90 milyona yaklaşacağı öngörülüyor. Geleceğin nüfusunu beslemek için bugüne oranla daha az çiftçi, yaklaşık yüzde 50 daha fazla tarımsal üretim yapmak zorunda kalacak. Dünyaya yetecek kadar gıdanın sağlanabilmesi için tüm tarım ve gıda sisteminin bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. Türkiye'nin tarım sektöründe atması gereken önemli adımlar var. Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise yedinci büyük tarım alanına sahip olmamıza rağmen verimli arazi ve yatırım yetersizliğinden, Ar-Ge kapasitesi düşüklüğünden, teknoloji ve inovasyon konusunda farkındalık eksikliğinden söz ediyoruz. Dijitalleşmenin ve yeni teknolojilerin sunduğu fırsatlar doğru değerlendirilirse, Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlanacak, ülkemizin küresel pazarlardaki duruşu güçlenecektir. Ulusal politikalarımızda stratejik olarak konumlandırılmış ve önceliklendirilmiş bir tarım ve gıda sektörü vizyonuyla hareket etmemiz gerekiyor. Sorunların çözümü için, konuları ekonomik, kurumsal, hukuki, çevresel ve kültürel yönleriyle ele almalı, üreticiden tüketiciye kadar tüm paydaşlara yönelik entegre, bütüncül, kapsayıcı ve kalıcı politikalar oluşturmalı ve uygulamalıyız. Tüm bu alanlarda gerçekleştireceğimiz dönüşümler sayesinde tarım ve gıda sektörlerinin gerçek potansiyeli ortaya çıkacak, hem üreticiler hem de tüketiciler bundan kazanç sağlayacaktır.''

Özilhan, tarım ve gıda sektörlerinin piyasa yapısının kapsamlı bir bakış açısıyla incelendiğinde, artan girdi fiyatları ve bundan etkilenen gıda enflasyonu, çok sayıda oyuncunun olduğu uzun tedarik zinciri, yetersiz sektörel örgütlenme ve finansman sıkıntısı gibi sorunların olduğu bir yapıda en büyük sıkıntıyı üreticinin yaşadığını bildirdi.

Bunun da sektörün sürdürülebilirliği açısından en önemli sorun olarak karşılarına çıktığını anlatan Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Üreticilerin katma değerden daha fazla pay alabilmesi için sektörel örgütlenmenin gelişmesi ve ölçek sorununun ortadan kalkması gerekiyor. Günümüzde ölçek ekonomisinin geçerli olmadığı hiç bir üretim faaliyeti yok. Arazilerin parçalı yapısı, tarımda verimliliğin önünde çok ciddi bir engel oluşturuyor. Küçük tarım arazileri ve küçük çiftçilikle, ölçek ekonomisinden yararlanmamız, çiftçilerimizi havza ve ürün bazında kooperatifler biçiminde örgütlememiz gerekiyor. Kooperatifler sayesinde küçük üreticiler, traktör, sulama, gübre, pazarlama, satış, eğitim gibi birçok alanda güçlerini birleştirirse, tarım ve hayvancılığımız bugünden çok farklı bir noktaya gelir. Hali hazırda çok iyi çalışan kooperatiflerimiz var. Bu modeli geliştirmemiz ve tüm ülkeye yaymamız gerekiyor. Bu sayede hem çiftçimizin yüzü güler, hem köylerin terkedilmesinin önüne geçilir, hem de gıda enflasyonu sorunu ile daha etkin bir şekilde mücadele edilebilir.''

- Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız

Tuncay Özilhan, tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir büyümenin sağlanması için tarıma destek ve teşvikleri geliştirmek ve etkili dağıtımını sağlamanın, yerli girdi kullanımını özendirmenin, meyve ve sebze tedarik zincirindeki yüzde 30-40'lara varan kayıp ve atıkların önüne geçmenin, kayıtlı ticareti desteklemenin, iklim değişikliğiyle mücadele etmenin ve su kaynaklarını etkin kullanmanın, dijital, akılcı ve iyi tarım uygulamalarını yaygınlaştırmanın ve modern seracılığı teşvik etmenin odaklanılması gereken diğer önemli başlıklar olarak karşılarına çıktığını anlattı.

Zincirin farklı katmanlarında var olan bu sorunların üstesinden gelmek için tarım politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasına bütüncül bakmak, her bir katmanı dikkate almak, hem yereli hem ulusal ölçeği aynı anda gözetmenin çok önemli olduğuna dikkati çeken Özilhan, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Türkiye'de iyi bir birikim, sektörde deneyimli kurumlar, kuruluşlar, STK'lar var. En önemlisi de sorunları çözme istekliliği ve kapasitesi var. Bütün bunları bir araya getirmemiz, kurumlar arası koordinasyonu sağlamamız gerekiyor. İş dünyasının da içinde yer aldığı bir kurumsal istişare ve koordinasyon mekanizmasının etkin çalışması, bugünün sorunlarına uzun vadeli bir bakış açısıyla çözüm üretmesi gerekiyor. Raporumuz da böyle bir yaklaşımla hazırlandı. 80 milyonluk bir ülke olarak, Türkiye'nin sürdürülebilir bir gıda güvenliği ve güvenilirliği sistemine ihtiyacı var. Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız. Doğru modeller üzerinde çalışmalar yapılır ve doğru teşvik modelleri kurgulanırsa, tarım sektörü ülkemizin geleceğinde çok önemli bir rol oynayacaktır. Bugün ülkemizde, tarımda büyümeyi sürdürülebilir kılmanın yolu yenilikleri takip ederek, katma değeri artırmaktan geçiyor. Tarım sektörü geleceğe hazırlanırken, teknolojik gelişmelere ve her sektörde gerçekleşen dijital dönüşüme entegre olmalı, inovatif çalışmaların sunduğu verimlilik fırsatlarını iş süreçlerimize yansıtmalıyız. Yatırımlarımızı yaparken, toplum olarak her alanda üretken olacağımız ve yeniliklerle geleceğimizi şekillendireceğimiz bir bakış açısı bizleri güçlü kılacaktır. Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar. Biz onlardan olmayalım.''


Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 haberebakhabere.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.